SUALTI ARAŞTIRMALARI >> ARAŞTIRMA RAPORU
İstanbul ili, Beylikdüzü Belediyesi sınırları içerisinde kalan 12 km’lik kıyı şeridine ait denizel alanda tarihi liman ve gemi kalıntıları için hazırlanacak olan sualtı arkeoloji belgeseli için, yandan taramalı sonar sistemi ile konum ve sınır belirlenmesi (Şekil 1).
Şekil 1. Çalışma sahası yer bulduru haritası
Çalışma
sahasının kıyı alanlarında yapılan çalışmalarda (Öniz, 2013), bu alanda MÖ 4.
yüzyılda başlayıp MS 9. yüzyıla kadar süren bir yapılaşmanın olduğu söylenmiştir.
Bu çalışmada yedi gözlü bir liman ya da faaliyetin, 2 tanesinin ambar, 5
tanesinin de gemilerin ya da teknelerin inşasının yapıldığı bir yer olduğu
tespit edilmiştir. Ek olarak Dr. Hakan Kaya, denize paralel 41 metre
uzunluğunda duvar bulduklarını söylemiştir
(http://unibasin.istanbul.edu.tr/?p=12459).
Bu yapının Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın üzerinde olduğundan depremlerle
zarar görmüş olduğunu ve ilk büyük yıkımın 342 yılında yani Roma İmparatorluğu
döneminde yaşadığını belirtmiştir. Denize paralel toplam 41 metre uzunluğunda 8
duvar bulduklarını ve bu duvarların İstanbul’un tarih öncesinde de önemli bir
liman olduğunu gösterdiğini belirtmiştir. Araştırmacıların yaptıkları bu
çalışma sadece sahanın kara alanında olduğundan kıyı şeridine ait olan denizel
kısımda bir çalışma yapılmamıştır.
Bahsi geçen bu tarihsel limanın çalışma sahasının güneyli rüzgarlara açık olması ve dalgaların ve akıntıların aşındırıcı etkisini engellemek için denizel alanda izleri olması gerekmektedir. Bu kapsamda denizel alanda tarihi limana ait izlerin ve sınırların belirlenmesi için yandan taramalı sonar verileri toplamıştır. Belirlenen izlerinin doğrulanması için su altı görüntüleri toplanmıştır.
Deniz tabanı
haritalamasında kullanılan akustik yöntemler, tabandaki yapıların belirlenmesine
imkan sağlamaktadır (Medialdea vd. 2008, Sutherland vd. 2007). Yandan taramalı
sonar (YTS) deniz tabanında geniş bir alanı yüksek çözünürlüklü olarak
gösteren, görüntüleme cihazıdır. Sistem teknenin bordasındaki kayıt cihazına
kablo yoluyla bağlı bir sualtı transducer’ından oluşur. YTS kayıtçısı
towfish’teki kapasitörleri kablo yoluyla şarj eder. Kayıtçıdan gelen komutla
güç akustik sinyal olarak transducer yoluyla deşarj olur. Sonar enerjinin
yayılan lobu (azimuhtta dar) ışın geometrisine sahiptir. Deniz tabanından
yansıyan ekolar kısa periyotlarda transducer tarafından algılanır, zamana bağlı
kazanım eğrisiyle büyütülür ve kaydedici birime gönderilir. Kaydedici sinyali
işler. Modern yüksek frekanslı YTS cihazları deniz tabanının çok-yüksek çözünürlüklü
görüntülenmesine imkân sağlar. Towfish’in her iki yanında 100 m tarama
aralığına kadar (toplam 200 m) 10 cm mertebesinde çözünürlük sağlar. Doğruluk,
tarama aralığının azalmasıyla artar. Örnek olarak 50 m tarama aralığında
(toplam 100 m) doğruluk 0,1 cm mertebesindedir. Optimal koşullarda YTS deniz
tabanının fotoğraf gerçekliğinde görüntülenmesini sağlar.
Çalışma sahasında, sonar verileri DeepVision DE3468D Dual CHIRP Digital 340/680 kHz yandan taramalı sonar sistemi ile toplanmıştır. Deniz tabanı morfolojisi dikkate alınarak en yüksek kalitede veri sağlamak için sistem; 340 kHz frekansta ve 256000 baud-rate de kullanılmış ve tarama alanı 100 m (toplam 200 m)dir . Çalışmada 6 m uzunluğunda Beylikdüzü belediyesine ait olan tekne kullanılmış ve hızı ortalama 2-3 knot olarak sabitlenmiştir. Towfish gürültüden minimum etkilenen derinliklerde konumlandırılmıştır. Çalışma alanında, tarama aralığına göre boşluk kalmayacak şekilde 5 günlük çalışma süresi toplam 150 km’lik YTS verisi toplanmıştır (Şekil 2). Veriler sistemin kendi programı olan Deepvision 4.1 yazılımı ile mozaiklenmiştir.
Tablo 1. Sistemin çalışmasında kullanılan kayıt parametreleri.
Şekil 2. Çalışma sahasında toplanan yandan taramalı sonar verisi (yeşil alanlar tarama aralığının kapsadığı yerlerdir.)
Çalışma sahası yakın kıyı alanlarında, yandan taramalı
sonra verilerinde yansıma tiplerine ve geometrilerine göre farklılık gösteren çeşitli
batık, blok yada mendirek parçaları olması muhtemel yansımalara gözlenmiştir
(Şekil 3) . Bu yansıma tipleri ve tablo 2’de özetlenmiştir. Olası batıklar B kodu ile, mendirek blokları ile DB kumbarı yapısı EB
kodları ile kısaltılmıştır.
Bölgede bir çok batık yansıması gözlenmiştir (Şekil 3, Tablo 2). Batıklar, güçlü yansıma karakterleri ve geometrik yapılarına göre belirlemiştir. Bölgenin akıntı ve dalga sisteminin karmaşık hidrodinamik yapısından ve bu bağlamda çalışma sahasına ait erişilebilen bir veri seti olmamasından dolayı genelleme yapılması zor olmasına karşın özellikle Büyükçekmece koyunun içi kısımlarına doğru batık olarak tanımladığımız yansımaların üzeri kalın çökel malzeme ile kaplanmıştır. Bu da yansımalarda tam bir batık yansıması yerine lokal alanda bir rölyef şeklinde gözlenmesini sağlamaktadır. Bu lokal rölyeflerin geometrisi doğal oluşumu imkansız kıldığından yansımlar batık olarak tanımlanmıştır. Bu alanlarda yapılan dalışlarda anlık taban değişimleri ve bu değişimlerin üzerinde yüksek çökel birimi olduğunu gözlenmiştir. Bu karşın koyun güney batı kesiminden ambarlı limanına doğru olan bölgede batık ve tarihi liman kalıntı yansımaları daha kuvvetli yansıma göstermektedir. Buda bu alanda düşük sedimantasyon olduğunu ve/veya aşındırma etkilerinin çok kuvvetli olduğunu göstermektedir.
Şekil 3. Çalışma Sahası batık, dalga kıran ve tarihi liman yansımalarının dağılımları
Ambarlı limanı ile su ürünleri arasında kalan deniz
alanında ortalama 7-10 m su derinliklerinde 60 m -70 m lik uzun bloklar
bulunmaktadır (şekil 4). Bu bloklar doğu batı gidimli olmakla beraber
morfolojik yapısı iyi korunmuştur. Bunların yansıra daha kısa bloklar normal
trendin dışına dağılmış olarak gözlenmektedir. Buda akıntı ve dalga aşındırması
etkisiyle olmuştur. Yandan taramalı sonar verilerinde bu alanlar
işaretlediğinde doğu batı devamlılık göstermekte olup uzunluğu 3 km’yi bulmaktadır.
İlk izlenimlere göre bu yansımaların ve dağılımlarının, bu alanda ki antik liman ve limana ait
mendirek olduğunu düşünülmektedir. Bölgede seyir güvenliğini etkileyen en etkin
rüzgar yönü güneyli rüzgarlar olduğundan antik limanın çevresine doğu batı
mendirek sistemi yapılmıştır. Buna karşın uzun bir mendirek sistemi olması
bölgede ikincil bir liman olması olasılığını ortaya çıkmıştır. Bölgede ki düz kıyı yapısından dolayı iki
güvenlik limanı olması uygun gözükmektedir. Bloklara göre mendirek ve antik
limanın haritası skeç olarak şekil de verilmiştir.
Bu yapıların mendirek olduğunu gösteren ikincil bir gözlem ise gene doğu batı gidimli ve blokların hemen yakınından başlayan kum barı yapısıdır. Mendirek yapıları akıntı sistemini bir set vurduklarından akıntı ile taşınan malzeme bu alanlarda akıntı gücünü yitirdiğinden bu alanlarda birikmeye başlar ve yapıya paralel şekilde büyümektedir.
Şekil 4. Antik liman ve dalga kıranın yandan taramalı sonar verilerine göre skeç haritası
Yard. Doç. Dr. Denizhan Vardar / İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü